Son dönemlerde covid 19 ile birlikte değeri ve önemi artan bir tedavi haline gelen ozon tedavisi vücutta iki şekilde etki gösterir. Birincisi hücre zararına sebep olan serbest oksijen radikallerini nötrleyerek ikincisi vücutta sürekli iltihap hali oluşturma durumu olan intelökinlerin üretimini azaltarak. Böylece hem bağışıklık sistemini güçlendirir hem de hücre zararını önler.
Ozonun verdiğimiz dozlara göre etkisi değişkenlik gösterir. Örneğin bir anti-aging tedavisi için uyguladığımız dozla kanser hastasının dozu oldukça farklıdır.
Doz ayarlamaları kişinin yaşı, hastalık durumu, beslenme ve spor alışkanlıklarına göre farklıdır ve alanında uzman bir hekim tarafından belirlenmelidir.
Oksijenin kararsız bir formu olan ozon (O³) doğada bulunan üç oksijen atomundan oluşan, renksiz, keskin kokulu bir gazdır. Soluduğumuz havada bulunan oksijen molekülleri O²formunda bulunmaktadır. Atmosferin alt tabakalarında bulunmayan, ancak atmosferin üst tabakalarında kendiliğinden oluşan ozon, kliniklerde tedavi amacıyla kullanılabilmek için özel bir jeneratör yardımıyla saf O²’ den elde edilebilmektedir.
Tıbbi uygulamalarda kullanılan oksijen-ozon karışımında %3-5 oranında ozon bulunmaktadır. Bu karışım ‘medikal ozon’ adını almaktadır.Ozonun temel iki tane özelliği bulunmaktadır;
İyi bir anti-oksidandır.
Anti-mikrobiyaldir, etkili nitelikte bir yüzey dezenfektanıdır. Mantar,bakteri ve virüsler, ozon ile karşılaştıkları zaman canlılıklarını kaybetmektedirler.
Ozon çeşitli şekillerde vücuda uygulanabilir. Verilen doza göre etkisi değişir. Aralıklı düşük dozda ozon uygulamaları anti-oksidan sistemi güçlendirilerek bağışıklığı arttırırken, hücreleri de oksidanlara dirençli hale getirerek yaşlanmaya karşı korur. Yüksek doz uygulamalar ise otoimmun hastalıklar ve alerjik hastalıklarda tercih edilebilir.
Hücre ve dokulardaki oksijen seviyesini artırmaya dayanan bu tedavi yönteminin kanın akışkanlığını artırıcı, kan yapımını uyarıcı ve ağrı kesici etkisi de vardır.
Hücre yenilenmesini hızlandırmak, kan şekerini düşürmek, oksijen azlığını giderme, toksinlerin atılmasını da hızlandırma etkileri sayesinde destekleyici tedavi olarak uygulanmaktadır.
Ozon terapi, kan oksijenlenmesini artırarak hafızayı da güçlendirir. Bu nedenle yaşlanmayı geciktirme (anti-aging), yeniden canlanma ve hastalıklardan korunma için uygulanabilir. Yaşlılar, yoğun iş temposunda çalışanlar ve sporcular için güçlü bir verim artışı yaratabilir. Zihinsel ve bedensel yorgunluğu azaltır.
Ozon Tedavisinin Faydalı Olduğu Hastalıklar
Ozon tedavisinin uygulandığı hastalıklar şunlardır:
Kanser,
Bel fıtığı,
Diyabet,
Obezite,
Anti-aging ve kozmetik amaçlı,
Kronik yaralar,
Bakteri ve mantar enfeksiyonları
Kronik yorgunluk,
Depresyon,
İskemik hastalıklar,
Solunum yolu hastalıkları (Astım ve KOAH ),
Otoimmun hastalıklar(Behçet hastalığı multipl skleroz, romatoid artrit, Crohn hastalığı),
Romatizmal hastalıklar,
Migren,
Dolaşım sistemi bozuklukları,
Göz hastalıkları (Göz makula dejenerasyonu (atrofik form),sarı noktahastalığı),
Geriatrik hastalıklar (Alzheimer ve demans),
AIDS,
Cilt hastalıkları (Sedef ve atopik dermatit ),
Bağırsak hastalıkları (Ülseratif Kolit),
B.B hastalıkları (Meniere sendromu ve kulak çınlaması),
Periodontit ve diş hastalıkları.
Ozon terapisi, bağışıklık sistemi üzerinde etkili olması nedeniyle kanser tedavisine ek olarak sıklıkla uygulanmaktadır. Tedavinin, metabolizmayı uyararak ve hücrelere oksijen takviyesi yaparak kanserli hücrelerin yok olmasına yardımcı olduğu düşünülmektedir.
Solunum ve dolaşım sistemi hastalıklarının tedavisinde de yararlanılan ozon terapisi; diyabet, astım, KOAH gibi kronik hastalıklar üzerinde olumlu etkiler yaratmaktadır. Diyabetin özellikle ayak bölgesinde neden olduğu nöropatiye bağlı uyuşma ve ağrı gibi semptomların azaltılması ve dolaşım bozukluklarının tedavi edilmesinde uygulanmaktadır. Tip 2 diyabet hastalarında pankreasta insülin üreten (β) hücrelerdeki hasarı onararak destek olduğu düşünülmektedir. Solunum yolu hastalıkları üzerinde de kandaki oksijen seviyesini artırması ve hastaların nefes almasını kolaylaştırmasıyla da etkili olmaktadır.
Yara ve enfeksiyon hastalıklarının da tedavisinde kullanılan ozon, antibakteriyel etkileri sayesinde yara iyileşmesini ve iskemik dokulara taşınan oksijeni arttırarak etkili olmaktadır.Özellikle kronik ve iyileşmeyen diyabet ve yatak yaraları, varis ve yumuşak dokuda görülen inatçı enfeksiyon ve yaralanmalarda etkili sonuçlar alınmaktadır.
Obezitede metabolik hızı arttırarak daha fazla yağ yakılmasını sağlar. Yağ hücreleri ile doğrudan etkileşime girerek kolesterolde azalmaya ve bölgesel yağ yıkımına neden olur.
Kozmetik alanda ise serbest oksijen radikallerin neden olduğu hasarı onararak, kanlanmayı ve doku oksijenizasyonunu artırarak ve ayrıca toksinlerin atılmasını hızlandırarak anti-aging etki yaratır.
Ozon Tedavisi Nasıl Yapılır?
Ozon tedavisinin sıklığı ve dozu; hastalığın seyri, hastanın yaşı ve durumu gibi farklı parametreler göz önünde bulundurularak hastaya özel belirlenmektedir. Ozon hastalara doğrudan damar yolu ile değil karışımda en fazla %5 oranında bulunacak şekilde oksijenle karıştırılarak uygulanmaktadır.
Ozon tedavisinin uygulanabileceği farklı teknikler mevcuttur.
Majör Yöntem
Majör yöntem sistemik uygulamalardan biri olup günümüzde en sık tercih edilen ozon tedavi yöntemlerinden biridir. Hastalardan 50 cc-200 cc arasında kan alınarak yaklaşık 10 dakika boyunca ozon ve oksijen karışımıyla birleştirilmekte ve bu ozonlanmış karışım hastaya damar yolu ile geri verilmektedir.
Minör Yöntem
Aşılama olarak da bilinen minör yöntem ise en sık tercih edilen lokal uygulamaların başında gelmektedir. Hastalardan 2 cc-5 cc arasında kan alınarak ozon ve oksijen karışımıyla birleştirilmekte ve bu ozonlanmış karışım kas içine enjeksiyon ile uygulamaktadır.
Ozon Eklem Tedavisi
Ağrıyan eklemler, sırt ağrıları, yırtılmış bağlar ve benzerleri rahatsızlıklar için uygulanabilir. Eklem içi ozon terapi, en sık diz eklemi olmak üzere, kalça, omuz, ayak bileği ve diğer periferik eklemlerde osteoartritin tedavisinde; romatizmal hastalıklarda, bel fıtığı tedavisinde uygulanmaktadır. Spor yaralanmaları, tendon ve bağ yaralanmaları, fibromiyalji, omur ve disk patolojileri, osteomiyelit, kemik nekrozu kullanıldığı diğer alanlardır.
Ozon tedavisi yeni bağların ve kıkırdak dokusunun yenilenmesine fayda sağlar. Enflamasyon azalır ve eklemin zayıf bölgeleri tekrar güçlendirilir. Genellikle, yaralı veya dejenere olmuş bir eklem 8 ila 10 hafta boyunca 3-5 enjeksiyonluk bir seri ile tedavi edilecektir.
Ozon Torbalama ve Kupa
Lokal uygulamalardan biri olan torbalama ise enfekte ve kapanmayan yaralar(özellikle diyabetik ayak yarası) ve ülser tedavisinde kullanılmaktadır. Lezyonun bulunduğu deri özel bir torba ile çevrelenmekte ve bu bölgeye uygun dozlarda ozon gazı uygulanmaktadır.
İnsüflasyon
İnsüflasyon, ozon gazını bir vücut boşluğuna vermek anlamına gelir. Ozon tedavisinde insüflasyon esas olarak rektal veya vajinal boşluklara ve ayrıca kulak veya burun boşluğuna da uygulanabilir.
Sauna
Zayıflama, detoks ve selülit programlarında da kullanılan lokal uygulamalardan biri de sauna yöntemidir. Hastaların kafa kısımları dışında kalan vücut bölümleri özel bir kabin içine yerleştirilmekte ve medikal ozon karışımı nemli deri üzerine doğrudan uygulanmaktadır. Kozmetik uygulamalardan biri olan sauna yönteminde seanslar yaklaşık 20 dakika sürmektedir.
Topikal Yöntem
Topikal yöntemde ise ozon ve oksijen karışımı ya da ozonlu su veya yağ doğrudan deri üzerine uygulanmaktadır.
Ozon Tedavisi Etkisinin Başlaması
Hastalığın türüne ve hastaya bağlı olarak dozu ayarlanan ozon etkisinin sürekliliği yoktur. Çoğu hastada haftada 2 defa ve toplamda 10 seans uygulanan ozon tedavisi bu sürenin sonunda etkisini gösterse de doktorun da tavsiyesiyle belirli dönemlerde ara seans olarak tekrar uygulanmaktadır.
Ozon Tedavisinin Süresi
Seans sayısı hastalığın türüne ve hastaların durumuna göre belirlenmektedir. Bu anlamda hastaların yaşı ve kilosu, kullandığı ilaçlar; hastalığın ise süresi ve evresi göz önünde bulundurulmaktadır. Bununla birlikte tedavi ortalama 10 seansta bitmektedir. Bazı hastalıklarda ise seanslar uzayabilmektedir. Örneğin, bel fıtığı ozon tedavisi ortalama 12-14 seans sürmektedir.
Ozon Tedavisinin Yan Etkileri
Doza, hastalığın seyrine ve hastaların durumuna göre bazı yan etkilerden söz etmek mümkündür. Ozon tedavisi yan etkileri arasında enfeksiyon, alerjik reaksiyonlar, hipoventilasyon, nefes darlığı, görme bozuklukları ve kulak iltihabı bulunmaktadır.
Ozon tedavisi gören hastaların en yaygın şikayetleri;
zayıflık,
hafif baş dönmesi
uyku hali dahil hiçbiri uzun sürmeyen küçük yan etkilerdir
Alanında uzman hekimler tarafından uygulanan ozon tedavisinde riskler en aza düşürülmekte ve yardımcı tedavi olarak başarı oranı artırılmaktadır.Ozon Tedavisi Kimlere Uygulanabilir?
Ozon Tedavisinin Uygulanamayacağı Durumlar
Hamileler
Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz (G6PD) enzim eksikliği olanlar (kalıtsal bir hastalık)
Yeni geçirilmiş kalp krizi (miyokard infarktüsü) ve/veya kontrol altına alınmamış kalp-damar hastalığı
Yüksek tansiyon için ACE inhibitörü tedavisi alanlar
İleri derecede kansızlık(anemi)
Pıhtılaşma bozukluğu gibi kan hastalıkları
Hipertiroidi (tiroid bezinin aşırı çalışması)
Kronik ve/veya tekrarlayan pankreatit
Sık tekrarlayan kas kramplar
Ozona alerjisi olan astım hastaları
Yeni geçirilmiş kanaması olan kişilerde ozon tedavisi uygulanmaz.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Herhangi bir ozon tedavisi uygulanmadan önce hastaların en az 2 saat önceden tansiyon ve diyabet ilaçlarını almış olmaları ve ozon tedavisi sırasında aç kalmamaları gerekmektedir.
Ozon tedavisi, genellikle standart medikal tedavilerin eşlik ettiği, düşük riskli, tamamlayıcı, destekleyici ve yeniden yapılandırıcı bir yöntemdir.